Dünyada ve Türkiye’de çocuk istismarı gün geçtikçe artarak endişe uyandıracak boyutlara ulaşıyor. Türkiye’de yaklaşık 19 bin çocuk fiziksel, duygusal ve cinsel istismara uğruyor. Ancak yapılan çalışmaların yetersizliği ve çocuk istismarı vakalarının kolay kolay açığa vurulmaması dolayısıyla bu sayının farklılaşma ihtimalini de göz önünde bulundurmakta fayda var. Çocuk istismarının çocuk üzerinde belki yaşamı boyunca onu etkileyecek durumlara yol açtığı biliniyor. Sivil toplum kuruluşları ulusal ve uluslararası düzeyde çocuk istismarı ile mücadele ediyor ve çözümler üretiyor. Bu mücadeleler ortak bellek oluşturmak ve çocuk istismarını engellemek için büyük önem taşıyor. Ancak hukuki mücadele boyutuna bakıldığında adliyeye yansıyan oranlar çok düşük. Çocuk İstismarlarıyla Mücadele Derneği Başkanı Canan Arıtman, ensest vakalarında hukuki anlamda mücadele oranının yalnızca % 5 olduğunu belirtiyor.*
Trend Yayınevi’nden çıkan Şeytanın Çocuğu, bu anlamda farkındalık yaratması açısından önemli bir kitap. Bakımevinde ve yatılı okulda hem fiziksel hem de cinsel istismara uğramış bir çocuk olan Jerry Coyne’nin kendi ağzından yaşadıklarına tanık oluyoruz kitap boyunca. Yaşamını tümüyle etkileyen fiziksel ve cinsel istismar yüzünden suçluluk duyan Coyne, yaşadıklarından kimseye bahsedemiyor ve yaşamına son vermek istiyor. Çocuk istismarının bir insan üzerinde uzun vadedeki etkilerinin gerçekliği tokat gibi çarpıveriyor yüzümüze. Daha sonra bu konuya duyarlı bir avukatın desteğiyle hukuki mücadelesine başlayan Coyne, çocuk istismarcısının yargılanması ve cezalandırılması sonucu biraz olsun rahatlıyor. Suçlu olanın ve utanması gerekenin çocuk istismarcısı olduğunu tekrar tekrar vurguluyor kitap. Bu durum istismara uğrayan çocukların bunu belirtmeleri konusuna işaret ediyor. Dolayısıyla aileleri bilinçlendirme açısından da önemli yapıyor kitabı. Coyne’nin yaşadıklarını anlatmasının amacı, aslında istismara uğrayan çocukları/insanları mücadele konusunda yüreklendirmek… Kendisi de şöyle diyor: “Benim hikâyem, bir tek kişiyi bile adalet aramaya yüreklendirirse, bu kitap amacına ulaşmış demektir”.
Bu kitap ve niceleri çocuk istismarı konusunda toplumu ve aileleri bilinçlendirme bakımından önemli bir adım olarak görülebilir. Dahası böyle durumların daha çok konuşulması ve tartışılması için bir alan açıyor.
Şeytanın Çocuğu
Jerry Coyne
Çeviren: Asuman Sayıner
Trend Yayınevi
Kesinlikle katılıyorum ve bu ülkedeki kadın annelerin çoğunun; prens oğullarının paşa gönüllerinin ne isterse elde edebileceği gibi bir fikri kendi müthiş oğullarının beyinlerine yerleştirdikleri kanısındayım. Bu bir kısır döngü gibi, benim evladım paşa, benim oğlum her şeyin iyisini bilir diye bir zihniyet gelişiyor, doğu batı veya genç yaşlı fark etmiyor; çoğu anne aynı şeyi yapıyor, çok küçük yaşta erkek çocuklarına, her şeyin onlara ait olabileceği gibi bir zihniyet yerleştiriliyor, kim tarafından bilin bakalım? Bunun çözümünün ne olabileceğini düşünüyorum, anneler için eğitim mi ya da kendi oğullarından medet umup, o güne kadar yaşadıklarının biricik oğlu tarafından hesap sorulacağı umudunun aslında gerçekten bir umut olmadığı sadece sağlıklı olmayan bireyler yetişmesine neden olduğu fikrinin resimli yazılar halinde duvarlara asılması gerektiği mi? Keşke konu sadece bu olsaydı, sokakta bile; etekle dolaşan bir kadını zihniyet olarak kabul etmeyen ki sadece kadın olduğu için ağzı sulanan, kendisinin giymediği bir ayakkabıyı giyen bir erkeği dahi kabul edemeyen bir Türkiye’den, kimse eşcinsellere saygı göstermesini beklemesin. Genelleme yapmaktan nefret ediyorum,, ama gerçek olan durum bu.